Kategoriler

KIZILIRMAK TÜRKÜ HİKAYESİ / Hatice TÜRKMEN YURTSEVEN

KIZILIRMAK TÜRKÜSÜ HİKAYESİ

Orta Anadolu köylerinden birinden ötekine gelin götürülürken Kızılırmak’tan geçen gelin alayı köprünün yıkılması üzerine suya dökülür, bu arada gelin de suda kaybolmuştur. Bu çok acıklı olay toplumu öyle etkilemiş ki dalga dalga bütün yurda yayılmıştır.
Bu ağıt da o acı ile yakılmış sözü de ezgisi de gerçekten güzeldir.
Kızılırmak yakınlarındaki köylerden birinde, köylü tarafından çok sevilen yaşlı bir çoban yaşar. Çobanın yakışıklı, aslan gibi bir de oğlu vardır, adı İbrahim. O da babası gibi o civarda sevilen sayılan biridir.
Günlerden bir gün babasıyla birlikte sürüyü otlatmaya çıkan İbrahim, akşam köye dönerken komşu köyün beyi İsmail Ağanın kızıyla karşılaşır. Kızı görünce bizim oğlanın aklı başından gitmiştir gitmiş, gözlerini kızdan alamaz ama dili tutulur bir şey de konuşamaz. Öylece bakışırlar gözler konuşur kelama gerek duymazlar…

Zaman ilerler görüşmeler buluşmalar artar ama İbrahim’in, İsmail Ağa’nın kızına âşık olduğu köyler arasında duyulmaya başlar. Tabi bu söylemler İsmail ağanında kulağına gelir ve bu duruma çok kızar, kızını bir çobanın oğluna vermek istemez.
İki gence engel olmak için elinden geleni yaptıysa da köylünün İbrahim’den yana çıkması onu destekler konuşması köyün ihtiyar heyetinin de gelip “Çoban olmak suç mu? İbrahim mert, dürüst bir çocuk. Ver kızını. Gençleri birbirinden ayırma. Onların mutluluğuna engel olma.” Diye ihtiyarların adeta yalvarmaları İsmail Ağayı biraz yumuşatır. Yalvarmalara daha fazla tepkisiz kalamaz bütün köy halkının kefil olduğu bu çocuk kötü biri olamaz diyerek evlenmelerine razı olur.
Ağanın kararı İbrahim’le birlikte bütün köy halkını sevince boğar. Düğün günü kararlaştırılır. Herkes gücünün yettiğince bir yardımda bulunur. Büyük bir düğün töreni hazırlanır. Kazan kazan düğün yemekleri pişirilir. Çevre köyler de düğüne çağrılır. Kısacası o güne kadar köyde benzeri görülmemiş bir düğün başlar. Gelin ve damadın da mutluluğuna diyecek yoktur. Öyle ya büyük zorluklardan sonra, nihayet birbirlerine kavuşacakları anı heyecanla sabırsızlıkla beklemektedirler.

Düğün alayı büyük bir coşkuyla yola çıkar. Hava günlük güneşliktir Davullar, zurnalar eşliğinde, herkes, sevinç içinde halay çekerek, oyunlar oynanarak yola koyulurlar.
Gelinin köyü ile İbrahim’in köyü arasında üç saatlik bir yol vardır. Buradan akan dere İki köyü sınırıdır ve bir köprü ile bağlar köyleri birbirine. Köprünün altından akan sular heybeti ile bilinen Kızılırmak’tır
Öğlene doğru hava birden kararır. Yağmura tutulmadan gelini alıp dönelim düşüncesi ile yola çıkan düğün alayı yolda yağmura tutulur.
Gitgide yağmur şiddetini arttırır sular sele dönüşür…
İbrahim’in köyünde, köy halkı gelin alayının gelmesini beklemektedir Fakat gelin alayı yağmura rağmen çok gecikmiştir
Köydekiler merakla beklerken bir atlı gelir Köprünün yıkıldığını, gelinin ve gelin alayından pek çok kimsenin suya kapıldığını haber verir.
Bütün köy bu elim haber üzerine yasa bürünür. Kızılırmak’ı lanetleyen türküler yakılır söylenir…

KIZILIRMAK TÜRKÜSÜ

Şu sılanın gülen yüzü,
Yazın açar gül nergisi.
Kör olasın zalim felek ,
Yârsiz koydun gelin kızı

Oy dağlar, sıra dağlar,
Eteğinde yârim ağlar.

Nazlı nazlı gezemedik,
Bir araya gelemedik.
Felek aldı nazlı yâri,
Doyasıya sevemedik.

Oy dağlar sıra dağlar,
Eteğinde yârim ağlar.

Araştırıp Yazan/ Hatice TÜRKMEN YURTSEVEN


Hatice TÜRKMEN YURTSEVEN

Bursa Karacabey Seyran Köyünde 4 Çocuklu bir ailenin en küçüğü ve tek kız çocuğu olarak dünyaya geldi.

1984 yılında başlayan şiir yolculuğunda 2007 yılında ilk şiir kitabı Hüzünler Çiçek Açtı ile edebiyat dünyasında yerini aldı.
Şiirlerinin yanı sıra, Anadolu da halk arasında çalıp söylenen türkülerin hikayelerini araştırıp gün yüzüne çıkartarak çeşitli sanal portallarda dergilerde yayınlamaya başladı.
Şiirleri bir çok gazete ve dergilerde antoloji şiir kitaplarında yayınlanan şairimiz,
Çalışma hayatına 3 yıl Şiirdiller şiir atölyesinde devam etti.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Şairler Yazarlar Grubu üyesidir.
Kısa adı SEBİDER ( serebrial palsili bireyler ve yakınları derneği) Kurucu üyeliğini ve başkan yardımcılığı görevini hala devam ettiren, Bursa Büyük Şehir Belediyesi Kültür Akademisi Bursa Şiir Akşamları programının Hazırlık ve Sunumunda görev alan şairemiz Evli ve 2 çoçuk annesi olup Bursa’ da ikamet etmektedir.
Görüntüleme:
5565
Makale Kategorileri:
Anadolu'da Türkü Hikayeleri · Edebiyat

Yorumlar

  • türkünün orijinalinde oy dağlar diye bir bölüm yok.Yavuz Bingöl bu türküyü benden öğrendi ve daha sonra o kısmı uydurdu.Öyküde de bir yanlışlık var.Suya düşen gelin değil damat.
    1. kıtada ” yarsız koydun gelin kızı ”
    3. kıtada ” künye gelmiş dağılıyor,bir tanede bize düştü ” cümleleri çok açık.
    askerden tezkere alıp gelirken Kızılırırmak’a düşüo boğuluyor.

    Alper Usal 8 Ekim 2021 12:45 Cevapla
  • Çok güzel, ödevime yardımcı oldu.

    Anonim 10 Aralık 2022 10:48 Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Araç çubuğuna atla