HOŞÇA KAL
Gurbet kokulu yaban çiçeğim,
Yaban otların saklayamadığı tomurcuk.
Diken acısı sapların destek olamadığı,
Narin yaprakların gizleyemediği dal.
Bir gün sılayı özleyeceksen şayet, HOŞÇA KAL.
Daha şimdiden, vakit gelip çatmadan ansızın,
Ansızın boğazıma düğümlenmeden ağıtlar,
Ayrılık gerçek yüzünü göstermeden, HOŞÇA KAL.
Yaban ellerin yabanlaştıramadığı çiçeğim,
Bütün coğrafyaların kandığı Asyalı yüreğim.
Bedenimin bir parçası, sılanın cesareti, kavgası.
Kavgam alev almadan, o an gelip çatmadan,
Daha ezberlemeden bu tepeyi, sevmeden nazlı çayı,
Alışmadan her sabah erkenden buluşmaya seninle.
Şimdiden ayrılığı kader saymadan, HOŞÇA KAL.
Peygamber çiçeğim, ince anlam dokulu gülüm,
Güllerin bile birbirine düştüğü güzelim.
Ben sıla ümidi taşıyarak, yokluğunda çırpınırken,
Hasretinle avunurken ümidin okyanusunda.
Bir gün gelip çatacaksa, mecburen yokluğun,
Bir tek kırmızı güle kalmadan işimiz.
Bırak ben davranayım; kıyısından zor ayrılığın.
Ya da en sevdiğim çiçeği koparmaya kıyamadan dalından,
Seni bu kadar zorlamadan ayrılık mektubuna.
Bırak ben birkaç laf edeyim, kalemimle baş başayken.
Benim şiirlerim alışkın nasılsa, sıla kokan mısralara.
Bırak ben diyeyim o zor kelimeyi, sen uzatmadan elini.
Sıladan el etmeden feleğin eli, ben kaldırayım elimi.
Sanma ben seviyorum elvedayı, benim sevdiğim sensin.
Sen yaban çiçeğim, Asyalı yüreğim, kıyamazken senin yüreğinin incinmesine,
Bir tek gözyaşına bile tahammül edemezken ben senin,
Başka çaresi yoksa seninle bu mutluluğu tatmanın.
Ya da bedeliyse sevginin; bundan öte yaşayacaklarım.
Mutluluğu yormadan, o an gelip çatmadan.
Bir gün gelip ayrılığa kaç saat var diye sormadan.
O ana alıştırmak, kabilinden zayıf kalbimi.
Kalbim o an gelip durmadan HOŞÇA KAL.
Bir hoşluk var yine bu sabah gözlerinde yaban çiçeğim.
Yaban eller incitmeden, sararıp solmadan rengin.
Sana tattırmadan acısını veda etmenin.
Acı bir ayrılık sayfası eklemeden hatıra defterine.
Elinle, yüzünle, yüreğinle ve tüm şenliğinle,
HOŞÇA KAL diyorum, sonsuz mutluluk diliyorum.
Bir gün duysan bile yıkıldığımı, çöktüğümü,
Türküleri artık sevmediğimi, en güzel şarkıları unuttuğumu.
Şiirlerimden bile vazgeçtiğimi duysan bile ne olur.
Sana dokunmadan bu satırlar, sen her halinle,
Benim de en içten dileklerim, en samimi duygularımla HOŞÇA KAL.
Yaban ellerin peygamber çiçeği, hasret kokulu nazlı yar.
Artık sözüm kalmadı içimde, gayrı son sözüm HOŞÇA KAL.
Lâmia MİZAÇ

Bursa doğumlu. Aslen Erzurumlu.
Ortaokul ve liseyi dışardan okudu.
Kur’an Kursu ve İlim Kültür Merkezlerinde dini eğitim aldı.
Halkeğitim ve Busmek’de el sanatları başta olmak üzere değişik kurslara katıldı.
İlahiyat fakültesinde önlisans okudu. Halen Yerel Medya ve Gazetecilik bölümünde eğitimine devam ediyor.
Akadema’da iki dönem Şiir üzerine derslere katıldı. Hızlı Okuma, Yaratıcı Yazarlık, Hafıza Teknikleri gibi bilgileri İstanbul İşletme Enstitü’sünde tamamladı..
Yerel dergilerde ve gazetelerde edebi çalışmalarını yayımlayan yazar, evli ve üç çocuk annesidir.
Halen Bursa’da ikamet etmektedir.