BAHAR MUCİZESİ
Aylardan nisandı. Günlerden pazardı üstelik. Bütün çiçeklerden bir tutam kokuyu da katıp yanına, gelmişti yeni ay. Ortalık aydınlıktı. Güneş sadece ısıtmıyor, kırlara davet ediyordu çocukları, sarı sıcak ışıklarıyla.
Evlerinin önündeki küçük, şirin bahçeleri yetmiyordu Derya ve Bulut’a. Arada birbirlerine fena sataşan iki kardeş olsalar da, sabah uyanıp el yüz yıkamaları, hazırlanmaları ne kadar kısa sürüyordu şu aralar.
Hangi ara kahvaltı yapıp, sırt çantalarını hazırlayıp tutturuyorlardı izin için, anneleri de şaşırıyordu doğrusu. Babaları işten döndüğünde ona anlatacakları macera dolu yeni hikâyeler biriktiriyorlardı, arkadaşlarıyla buluşup çıktıkları kır gezmelerinden.
Annesi onlarla akşam sohbetlerine arada katılırdı fakat çoğunlukla mutfakta işi olurdu, uzardı bazen işi hatta. İş edindiği, aynı zamanda hobisi de olan uğraşından dolayı. Oyuna dalıp sahip çıkamayacaklarından endişe edip küçük kızını da göndermezdi onlarla çoğu kez. Üzüm yeşili gözlerindeki istek ve üzüntüye dayanamaz, oyuncaklarını ve yere serdikleri kilimi de alıp kızı Damla’yla çıkarlardı kapının önüne. Birlikte oynar, gülüşür, gelen geçen komşuyla hoşbeş ederlerdi. Geçen satıcılardan alırlardı evin ihtiyaçlarını az az. Ara sıra içeri girer pişmekte olan kurabiyelere bakardı kontrol için. Annesi çeşit çeşit kurabiyeler pişirir, satılması için anlaştığı merkezdeki pastaneye götürürdü. Eve de küçük de olsa katkısı olurdu böylelikle.
Bir telaşlı sabahtı yine. Baharın güzelliği camdan el ediyordu çocuklara. Vakit nasıl geçti anlamadılar. İşte camda belirmişti arkadaşları.
– Hadi, gelmiyor musunuz? Acele edin! Funda, Ali aşağıdaki yolda bekliyor, dedi Cemile.
– Annemden izin alıp geliriz birazdan, siz ilerleyin, dedi Bulut.
Dedi de annesinin onlar için düşündüğü oyalama taktiği sürprizinden haberi yoktu ikisinin de. Mutfaktan telaşla çıkıp kapının önüne, beklemedikleri, hesapta olmayan bir iş verdi onlara.
– Bu bahçe temizlenmeden hiçbir yere gitmek yok dedi. İçinden de gülüyordu. Nasılsa öyle kolay bitiremez, yorulur, vazgeçerler dedi kendi kendine. Çare yok yapılacaktı. Bulut ortalıktaki dağınıklığı topladı fakat süpürmek çok zor olacaktı kapı önündeki küçük süpürgeyle ve zamanlarını alacaktı epeyce.
Derya’dan kaçar mı cin fikirler. Kilere koşarak babaannesinin yaptığı ve onlara geçmişte nasıl kullandıklarını, ne çok işe yaradığını öve öve anlattığı çalı süpürgesini kaptığı gibi var gücüyle temizledi bahçeyi. Yoruldukça abisiyle nöbetleşe devam ettiler. Ve çabucak bitirdiler. Kurabiye kokusu da Hızır gibi yetişmişti, piknik sepetlerinde yerini almıştı bile.
Mucize arkadaşta mıydı, nisanda mıydı, ailede miydi kim bilir. Baharın kendisi mucizeydi zaten. Yeşilin her tonunda doğa, masmavi gökyüzü ve deniz, sıcacık ışığıyla apaydınlık güneş, kokuları ve renkleriyle akılları hayrette bırakan gelincikler, sümbüller. Dallarda sabırsızlanan meyveler, lezzetini insanoğluyla bölüşmekte pek cömert sebzeler.
Bulut ile Derya arkadaşlarına anlatıyordu şimdi bir başka mucizeyi. Hani çalı süpürgesi yetişmişti imdatlarına. Gülüşüyorlardı hep beraber. Gülmek mutluluğun dalga dalgayayılması, mucizenin simgesiydi yine.
Lamia MİZAÇ

Bursa doğumlu. Aslen Erzurumlu.
Ortaokul ve liseyi dışardan okudu.
Kur’an Kursu ve İlim Kültür Merkezlerinde dini eğitim aldı.
Halkeğitim ve Busmek’de el sanatları başta olmak üzere değişik kurslara katıldı.
İlahiyat fakültesinde önlisans okudu. Halen Yerel Medya ve Gazetecilik bölümünde eğitimine devam ediyor.
Akadema’da iki dönem Şiir üzerine derslere katıldı. Hızlı Okuma, Yaratıcı Yazarlık, Hafıza Teknikleri gibi bilgileri İstanbul İşletme Enstitü’sünde tamamladı..
Yerel dergilerde ve gazetelerde edebi çalışmalarını yayımlayan yazar, evli ve üç çocuk annesidir.
Halen Bursa’da ikamet etmektedir.
Çok etkileyiciydiydi bayıldım, gönülden tebrikler???
Kabul gören yüreğinize sağlık. Ben teşekkür ederim Melek Hanım.
Bahar günlerinde okuduğum bu hikaye beni çocukluğuma götürdü.hikayenin edebi yönünün zenginliği yanında realitesi de çok iyiydi.yuregin dert görmesin Lamia mizaç.
Yazdığımdan fazlasını gören yüreğinize sağlık Hacer Hanım.
Teşekkür ederim.